Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü yazısında, ismini paylaşmadığı bir şirketin İsrail adresli olup ancak Filistin’e yaptığını ileri sürdüğü ihracatla ilgili kesilen cezaya ve sonrasında resmi kurumlarla yapılan yazışmalara dikkati çekti.
1567 sayılı kanuna göre ihracatta satılan malın parasını en geç 180 gün içinde ülkeye getirme zorunluluğu nedeniyle A diyerek bahsettiği bir firmaya gereklilikleri yerine getirmediği için ceza kesildiğini, ancak firmanın söz konusu satışın Filis’tin’e yapıldığını iddia ettiğini yazdı. Firmanın yaptığı itirazda kanundaki “ihracat bedelinin yurda getirilmesinde istisna tanınan ülkeler”den bahsettiğini ve ihracatı Filistin’e yaptığını kanıtlamak için çeşitli belgeler sunduğunu aktaran Terkoğlu, konunun Cumhurbaşkanlığı’na da intikal ettiğini yazdı.
Terkooğlu, “Vergi dairesi mi haklı A. firması mı bilmiyorum. Belki ikisi de haklıdır. Ama bu dosyadan kesin olarak öğrendiğimiz bir şey var. Eğer Türkiye’den İsrail’e mal satıyorsanız, parasını alıyorsanız, ülkeye getirip ihracat hesabınıza koyuyorsanız sorun yok. İsrail’miş, Almanya’ymış, Çin’miş, fark etmiyor… Ancak Filistin’e ihracat ayrıcalıklı görülse de hem uluslararası hukukta Filistin’in belirsiz durumu hem savaş koşulları hem de ihracatı Filistin’e yaptığınızı kanıtlama sorunları nedeniyle işler karışıyor. Yukarıdaki gibi sorunlarla boğuşabiliyorsunuz. İşte buna serbest piyasa gerçekleri diyorlar. Haliyle; pankart hikâye, para ve Filistin hamaseti şahane! İsrail’e istediğiniz kadar öfkeli olabilirsiniz. Yeter ki konuyu paraya getirmeyin” görüşünü ifade etti.
Yazının tamamını okumak için .
TIKLAYIN – Erdoğan’ın mitinginde açılan “İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın” pankartı toplatıldı