Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz Kanal 7 canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, enflasyonla ilgili olarak aylık bazda düşüşlerin daha erken görüleceğini ve bu sene sonuna doğru, gelecek senenin başlarında aylık bazdaki gelişmelerin gözlemleneceğini belirtti. Yıllık bazdaki enflasyon gelişmelerinin ise daha çok 2024’ün ortalarında gözlemlenebileceğine işaret etti.
Orta Vadeli Program (OVP) ile siyasi istikrar ve güven iklimini teknik öngörülebilirlik sağlayarak desteklediklerini vurgulayan Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın programa verdiği desteğin önemini vurgularken OVP’nin hazırlanmasında ilgili tüm kesimlerle istişare yapıldığını ve bu nedenle uygulanma olasılığının yüksek olduğunu belirtti.
Yılmaz, Türkiye’nin büyüme performansının devam edeceğini ve ekonominin daha dengeli hale geleceğini, yatırım, üretim ve ihracatın destekleneceğini ifade etti. Ayrıca, mesleki eğitime daha fazla odaklanacaklarını ve yatırımları sağlıklı finansman kaynaklarıyla destekleyeceklerini açıkladı.
Emekli maaşlarına ilişkin olarak Yılmaz, memur maaşlarında yılbaşından itibaren enflasyon oranına göre bir artış olacağını ve bu artışın memur emeklilerine de yansıyacağını ifade etti. Ayrıca, düşük emekli aylığı alanları destekleyici mahiyette bir yaklaşım benimseyeceklerini açıkladı.
Kıdem tazminatı düzenlemesi hakkındaki soruya ise Yılmaz, şu anda böyle bir çalışma olmadığını ve sendikalarla uzlaşı olmadan adım atılmayacağını belirtti.
OVP’yi hazırlarken ilgili tüm kesimlerle istişare yürüttüklerini anımsatan Yılmaz şu ifadelere yer verdi:
“Dolayısıyla uygulanma imkanı yüksek bir program. Niye uygulanma imkanı yüksek? Birincisi dediğim gibi arkasında siyasi irade güçlü. İkincisi toplumsal sahiplenme de oluşmuş oldu. Ben eski bir planlamacı olarak şunu size rahatlıkla ifade edebilirim. Bir plan dokümanının son çıktısından daha önemli olan o dokümanı üretme sürecinizdir. O süreçte zaten siz birçok tartışmayı yaparsınız, konuşursunuz, bir anlayış birliği oluşturursunuz. Dolayısıyla uygulanma imkanı yüksek bir doküman ortaya koymuş olursunuz. Bunun da yansımalarını içeride, dışarıda görüyoruz doğrusu. Genel olarak hem içeride hem dışarıda ciddi anlamda bir takdir topladı Orta Vadeli Program. Dünya Bankası’nın 17 milyar dolar olan 3 yıllık taahhüdünü 35 milyar dolara çıkarması, Körfez ülkelerinden yine gelen olumlu tepkiler, yine yatırımcı görüşmelerinde Sayın Bakanlarımızın yaptığı toplantılardan gelen geri bildirimler diyelim ve kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı birtakım açıklamalar, içeride yine iş dünyasının değişik kesimlerin yaptığı değerlendirmeler bu Orta Vadeli Program’ın görevini ifa ettiğini gösteriyor. Bundan sonra önemli olan adım adım buradaki programımızı hayata geçirmek.”
BELİRSİZLİKLERİN OLMADIĞI YENİ BİR DÖNEM
Yılmaz, “Enflasyonun yönünü tekrar aşağı doğru çevirmesi ne zaman mümkün olacak?” sorusunu şu sözlerle yanıtladı:
“Şu anda bir geçiş sürecindeyiz, politikalarda birtakım güncellemeler oldu. Yeni bir dönem başladı. Enflasyonla mücadele de bu dönemin hakikaten en temel önceliklerinden bir tanesi. Geçici olarak enflasyonda bir yükseliş var bu geçiş döneminin şartlarından kaynaklanan. Kurda ciddi bir hareketlilik oldu biliyorsunuz. Maaş ve ücretlerde ciddi artışlar oldu. Diğer taraftan enerji fiyatlarında dünyada beklentilerin aksine bir yükseliş gerçekleşti. O da doğrudan zaten biliyorsunuz etkiliyor birtakım kalemleri. Bunun dışında bütçe açığını aşağı çekebilmek için birtakım tedbirler aldık doğrusu onların da enflasyona geçici olarak olumsuz yansımaları da oldu. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman geçici bir artış söz konusu. Ama bir taraftan da güncellenmiş bir politikalar, kararlı uygulamalar var. Belirsizliklerin azaldığı yeni bir döneme girmiş durumdayız.
Dolayısıyla bir süre sonra bu geçici yükseliş yerini düşüşe bırakacaktır. Aylık bazda düşüşleri daha erken göreceğiz. Bu sene sonuna doğru, gelecek senenin başlarında bu aylık bazdaki gelişmeleri göreceğiz. Yıllık bazdaki gelişmeleri ise daha çok 2024’ün ortaları gibi görmüş olacağız. Çünkü bir baz etkisi oluştu. Bu temmuz, ağustosta ciddi bir yükseliş oldu. Bundan sonraki aylarda öyle bir artış beklemiyoruz doğrusu.”
BİR YIL SONRAKİ ENFLASYON TAHMİNİ
“Seneye bu vakitler kaç olur mesela enflasyon?” sorusuna Yılmaz’ın verdiği yanıt şöyle oldu:
“Tam bu vakitleri söyleyemem ama ortalama bir hesabımız var yüzde 33 olarak ve bu da gerçekleştirilebilir bir rakam diye düşünüyorum.”
DEPREMİN ETKİLERİ VE İSTİHDAM
Depremin etkilerine rağmen Türkiye’de istihdam artışının devam ettiğini kaydeden Yılmaz, enflasyonla mücadelenin kısa vadede istihdam politikalarına meydan okuduğunu ancak orta vadede düşen bir enflasyon ve artan öngörülebilirliğin istihdamı da kalıcı şekilde destekleyen bir politika olduğunu belirtti.
TÜRKİYE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK
Türkiye’nin büyüme performansının devam edeceğini söyleyen Yılmaz, tüketimin daha dengeli hale geleceğini, yatırım, üretim, ihracatın finansman imkanlarıyla, destekleyici-düzenleyici çerçevelerle, teşvik politikalarıyla destekleneceğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceğiz ama bir taraftan da kalkınmakta, gelişmekte olan genç nüfusuna istihdam sağlamak durumunda olan bir ülke olarak bu politikalarımızı güçlü bir şekilde uygulayacağız. Örneğin YTAK kredilerimiz vardı bizim. Yeni dönemde güncellenmiş bir şekilde bunları devam ettireceğiz. İhracata her türlü desteği vermeye hazırız. Bu reeskont kredilerinde ciddi artışlar yapıldı. Dışarıdan temin ettiğimiz fonların bir kısmını yine Eximbank kanalıyla gerek ihracatın garantisinde gerek finansmanında kullandıracağız. Dolayısıyla ihracatçıya, döviz kazandırıcı faaliyetlere genel olarak her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Bir yandan da bu istihdam açısından mesleki eğitimi çok önemli görüyoruz. Son dönemlerde güçlendirilmiş birtakım politikalarımız var. Bunların da meyvelerini önümüzdeki dönemde daha fazla vereceğini düşünüyoruz. Mesleki eğitime daha ciddi bir şekilde eğileceğiz. Orta Vadeli Programda da kamu-özel işbirliğini öne çıkardık burada.”
YABANCI YATIRIMCI GİRİŞİ
Türkiye’ye yabancı kaynak girişinin ne durumda olduğu sorulan Yılmaz, son dönemde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile 51 milyar dolarlık bir paket anlaşmanın imzalandığını, söz konusu anlaşmanın çok önemli olduğunu işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“Süreç başladı. BAE otoritelerinin hazine ile görüşmeleri var. Bu yıl bitmeden gerçekleşmesini bekliyoruz. Müzakereler son aşamalara geldi diye biliyorum. Bu işler kolay değil, bir sürü detay var. Yıl başından önce bu kaynakların Türkiye’ye geleceğini düşünüyorum. Finans akışı başlayacak. Son üç aya baktığımız zaman cari açığımız olduğu halde rezervlerin artmaya başladığını görüyoruz. Geçen hafta itibarıyla rezervlerde 22 milyar dolar net bir artış oldu. Son üç ayda gerçekleşti bu rakam. İşin özeti bu. Borsamıza belli bir akış başladı. Diğer kanallarla da yatırımcı ve finans ilgisinin arttığını görüyoruz.”
GELECEK DÖNEM DAHA ÇOK KAYNAK GİRİŞİ
Gelecek dönemde ülkeye daha fazla kaynak girişi olacağına vurgu yapan Yılmaz, “Cari açığımızı düşüreceğiz orta vadeli planda. Hem bunu çok daha rahat bir şekilde finanse edeceğiz. Bir taraftan da rezervlerimizi arttıracağız. Şu anda rezerv artışının devam ettiğini rahatlıkla ifade edebilirim. Yatırımcı güvenini gösteren CDS göstergesi var. Bu rakam 700’lere kadar çıkmıştı. Seçim sonrası 400’ün altına geldi. Yatırımcının ilgisini özetleyen bir rakam. Hiçbir zaman Türkiye o kadar riskli bir ülke olmadı bence ama maalesef öyle bir yüksek risk algısı oluşturuldu. Şu anda bu algı belli bir seviyeye geldi ama bu da yeterli değil. Önümüzdeki dönemlerde daha da aşağı gittiğini göreceğiz.” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamasında Türkiye’de yatırımlarla tasarruf arasında bir farkın olduğunu, tasarrufların yatırımlara yetmediğini söyledi. Yatırımları sürdürmeleri ancak bunu sağlıklı bir şekilde finanse etmeleri gerektiğini kaydeden Yılmaz devamında şöyle konuştu:
“Uzun vadeli fonlarla, doğudan yatırımlarla, sağlıklı finansal kaynaklarla yatırımları finanse etmeliyiz. Bir taraftan da rezerv biriktireceğiz. Türkiye, güven veren, yatırımcıya kazandıran bir ülke. Hem biz kazanacağız hem de ülkemize güvenip yatırım yapanlar kazanmış olacaklar.”
EMEKLİ MAAŞI DÜZENLEMESİ
PARA ANALİZ